15 Mayıs 2010 RbFest Konser İncelemesi

Tarih : 19/ 05/ 2010

15 Mayıs Cumartesi 2010 Şebnem Ferah Fırtınası…

Güzel bir gündü, zaten bütün mesele buydu…

İstanbul’da kapalı bir hava vardı. Hazırlıklarımızı yapıp öğleden sonra 3’te abimle birlikte evden çıktık. Yolumuz uzundu. Bir an önce Şebnem’i görme arzusuyla saat 6 gibi boğaziçi üniversitesi güney kampüsüne gittik. Sefa pankartla beraber bizi bekliyordu çok erken saatlerden beri hem de… Gittiğimizde küçük bir kalabalık vardı. Yokuştan yukarı koşuyorlardı onları takip ettik yol demir bariyerlerle kapatılmıştı. Sefa’yı gördük birlikte beklemeye başladık. Bekleyiş çok yorucu oldu kapı yarım saat geç açıldı o vakte kadar o geniş alanda çok fazla insan olmamasına rağmen anlayışsız arkadaşlar yüzünden sıkış tıkış bekledik. Yine de en eğlenceli bekleyiş oradaydı etrafımızdakilerle sohbet ettik güldük eğlendik. Kapı açıldığında ezilircesine kontrol noktasına doğru koştuk. Birkaç saniyelik çanta aramasından sonra nihayet otoparka girdik…

Heyecandan elime tutuşturulmak istenen albümü almadan en öne geçme telaşıyla koştum Sefa da hemen geldi ve pankartımızı astık. Abime biletini vermeyi unuttuğum için geri döndüm onu alıp geldim. Biz gelene kadar önümüze birkaç kişi geçmişti ama yine de en öndeydik. Aykan kulis yakınlarından sahneyi izliyordu. Bir süre sonra elinde birasıyla Metin’i de gördük.

Sahnede ilk olarak Bora Küçükyılmaz vardı klavye çaldı, Türkçe – İngilizce şarkılar ve albümünden birkaç şarkı okuyup indi.

Keşke onlar inmeseydi…
Ardından sanırım cix box isimli daha önce adlarını duymadığım bir grup çıktı solist kızın sesi çok güzeldi bizi epey eğlendirdiler, ama…

Çilekeş Faciası…
Peşlerinden çıkan Çilekeş tam bir facia çıktı… Daha önce İzmir konserine gidenler söylediğinde inanmamıştım ama kulaklarıma inandım… Solistin sesi duyulmuyordu elektro gitarın akordu bozuktu baterici çok kötü çalıyordu bir süre sonra dayanamayıp kulaklarımı tıkamak zorunda kaldım. Her şarkı arasında seyirciler Şebo için tezahürat yaptı. Sadece Çilekeş eğlenmişti sahneden indiklerinde Şebo’nun kıymetini bir kez daha anladık…

Çilekeş sahnedeyken Şebo’nun arabası gelmişti gözlerim sürekli kulisteydi. Sahne hazırlıkları başladı. Yarım saat kadar hazırlıkları dikkatle izledik. Sahneye ilk Ozan çıktı. Kral yine çıplaktı. Buket’i daha önce bu kadar güzel gördüm mü bilmiyorum. Ceren’in kıyafeti çok şıktı… Tüm ekip yerini alınca yeşil lazer ışıklarıyla çığlık sesleri arttı. Şebo sahne merdivenlerinin dibinde bekleyip ekibiyle konuşuyordu. Bulunduğumuz yerden rahatça görüyorduk uzun uzun seslendik gözü bizdeydi ekibi dinlerken. Son konuşmalar yapıldı ve Şebo sahneye çıktı.

Tekrar Merhaba Kraliçe…
Onu ilk kez 9 Ocak’ta Bostancı’da izlemiştim. Hayatımın en güzel günü diyordum her sorana. Daha güzel bir gün olamaz sanıyordum dün geceye kadar. Kıyafeti tek kelimeyle muhteşemdi. Sesinin berraklığında kaybolduk gittik… Çok enerjikti Metin’le sürekli gülüştüler. Onunla göz göze gelmek bile büyüleyiciydi hele ki bunu defalarca yaşamak… Sahne showları eksiksiz ve göz alıcıydı. İnsanlık, Mahalle, Fırtına, Bu aşk Fazla Sana ve birkaç şarkıda hazırlanan düzenekten havaya alevler saçıldı sıcaklığını yüzümüzde hissettik. Bostancı’dan, doğru saydıysam, 4 şarkı eksik çalındı. Büyük ihtimal saatin geç olmasıydı sebebi. İnsanlık performansı olağan üstüydü albüm kaydından kat kat üstündü. Davul show’da yine harikalar yarattı Buket ve Şebnem.
Sigara’nın sonunda “bunu siz istediniz” deyip güldükten sonra beklenen ana geldi… Geçmiş oldun çığlıkları eminim halen oradaki herkesin kulaklarındadır. Sil Baştan’ın sonunda şarkıda geçen “sanki bugün son günmüş gibi dolu dolu yaşamak istiyorum ben” kısmı için “Konserlerde daha anlamlı bu söz. Burada birkaç saat hep birlikte eğleniyorsak, bu günümüz dolu dolu geçiyorsa ben de mutlu oluyorum. Ben hep burada eğlendiğim kadar ya da en az yarısı kadar bile sizin de mutlu olmanızı isterim bunu biliyorsam için rahat, zaten bütün mesele de bundan ibaret” dedi ve büyük bir alkış koptu hepimizi duygulandırdı Şebo…

Duygulandırma sırası bize geldi…
Konserin en can alıcı noktası hiç şüphesiz seyircinin şarkı arasında birden Yağmurlar’ı söylemeye başlamasıydı…
Şebo bu ani gelişen olay karşısında çok mutlu oldu ve arkadaşlarından şarkıyı çalmalarını isteyip bize eşlik etmeye başladı. Yaklaşık 2 dakika sonra şarkıyı en baştan tekrar söyledik.

Eski’yi kısık sesle hep birlikte söylerken barkovizyondan sanatın her dalından yaşayan yaşamayan üstatların fotoğrafları bizlere eşlik etti. Şarkının sonunda Şebo;”Bunu söylemek bana düşmez ama her birinin adına hepinize tek tek onları alkışladığınız olumlu tepkiler verdiğiniz için teşekkür ederim” dedi.

Bu aşk bize az geliyor…
Sıra beklendiği gibi son şarkıya geldi. Metin’le Şebo dans etti. Sıra şarkının son 2 kelimesine geldiğinde Şebo durdu kapanış konuşmasını yaptı ve çığlık çığlığa son 2 kelimeyi söyleyip indi.
Hoşça Kal’ı çalmadıkları için bir umut sahneye geri dönmesini bekledik ama ekibin sahneyi toplamaya gelmesiyle umut kalmadı dağılmaya başladı seyirciler. 2 saat hepimize az gelmişti ki, bitmek zorunda olduğu da bir gerçekti. Pankartı kaldırıp kulis önünde beklemeye başladık. Kulise girmek için çok ümitliydik çünkü yağmur yağmamıştı. Didem Doran yanımıza geldi tam şimdi bizi alıp içeri götürecek derken Şebo’nun bu geceyi ailesi ve arkadaşlarıyla geçireceğini kulise kimsenin alınmayacağını söyledi. Bir sonraki konser için söz aldık ve fazla ısrar edip kırmak istemedik. Dönüş biraz zordu otobüs yoktu taksi ve metrobüsle eve dönüş saat 3’ü buldu. Kulağımda Şebo’nun o kadınsı çığlıkları, o tatlı küçük kız çocuğunun gülüşü ve ayaklarımda günün inanılmaz yorgunluğuyla dolu dolu bir günü geride bıraktım…

Tekrar görüşmek üzere, hoşça kal Şebnem…

15mayısrbfestkonseri2

15mayısrbfestkonseri1

Yazı Hülya Keçeli / Fotoğraflar: Said Sefa Bekçi
www.sebokolik.com


Bookmark and Share

Yorumla

Yorumla

Bu konu hakkındaki yorumunuzu buraya yazabilirsiniz.