Hayatı_Şebolaa
Meryem Tuncak
Klasik Üye

Teşekkür Sayısı 14
Çevrimdışı
Mesaj Sayısı: 351
Ne yapalım be gönlüm olduğu kadar,olmadığı kader..
|
 |
« : Temmuz 27, 2011, 15:44 » |
|
Moda tasarımcısı Ece Akhravi Matin , 2011 koleksiyonuna "My Name is Jungle" ismini verdi. Koleksiyona bu ismi vermesinin sebebini ise bir yazıyla anlatıyor , evet tahmin ettiğiniz gibi albümden esinlenmiş  Şebo işte , herkese ilham veriyor İşte yazı ; BENİM ADIM NEDEN ORMAN?Bu koleksiyonu yaratma sürecinde hikayemi oluştururken uzak durmaya gayret ettiğim ilk şey, bir süreliğine başka hikayelerin içine girmemek oldu. Hayatın her alanında olduğu gibi, moda alanında da, isteseniz de istemeseniz de yerleşmiş bir düzenin içine giriyorsunuz; her sezon değişen bir takım kriterler, öngörülen ve hızla yayılıp, hızla tüketilen trendler gibi... Ben tüm bunlardan uzak durmaya çalışarak, içinde dört mevsimi ve sadece içinde bulunduğum dönemde bana doğru gelen şeyleri barındıran, yıllık bir koleksiyon oluşturdum. Bu hikâyenin, insanlarla ilk tanışacağım ve ilk merhaba diyeceğim bir dönemi temsil edeceğini düşünerek, koleksiyonu hazırlarken, kendi sözlerimle, olduğum yerden gördüğüm, anladığım, biriktirdiğim şeyleri paylaşmayı amaçladım. Kendi hikâyemi anlatıyor olmak bana daha gerçek ve samimi geldi. Bulunduğum yerden gördüklerimi paylaşma gayretimi en doğru haliyle ifade etmeye çalışmak kolay bir süreç değildi; hiçbir yaratma sürecinin kolay olmadığı gibi. Karaladığım yüzlerce kelime, yüzlerce kadın ve yüzlerce detay oldu. Ve hepsi, çoğaldıkça buruşturuldu. Derken, kendi sesinden, kendi hikâyelerini dinlediğim, melodileriyle büyüdüğüm kadın, tam da o dönem hikâyelerine bir yenisini daha eklemişti. Her şeyi bıraktım, herkesi susturdum, onun sesini açtım. Benim gayret ettiğim şey, en doğru şekliyle bir merhaba demekti ve Play’e basıp kartoneti elime aldığımda gördüğüm ilk şey “Merhaba” oldu. Bu çok hoş bir tesadüftü... Sesi hiç susmadı. O gün yüzlerce kağıt doldurdum. Hepsi bittikten sonra hepsini yanyana getirdiğimde eskizler bir ormanın detaylarında, kadınlar ağaç gövdelerinde can bulmuştu. Anlatmak için gayret ettiğim içimde sıkışan ve içimden çıkaramadığım her şey anlamlanmıştı. Bu hikâyenin adı “Benim Adım Orman”dı. Bu kez; yazılmış bir hikâyeyi, bir bedene sarıyor oldum. Duyduğum her söz, her melodi, her heyecan ya da sükünetin, süzgecimde bir anlamı vardı. Duyduğum her şey refleks olarak bana, kullanmam gereken malzemenin karakterinden, tasarımın karakterine, şekline, hacmine, naifliğine veya sertliğine kadar birçok şey söylüyordu. Ben, aslına bakarsanız sadece duyduğum sesleri dinledim ve söylenilen her şeye sadık kaldım. Bir koleksiyon yaratırken kendini bir hikayenin içinde bulmakla, bir koleksiyonun hikâyesini okumak arasında belirgin bir benzerlik var. Yaratma sürecinde çok çok düşünürüm, kendime çok çok revize veririm, uykularım kaçar, bakıp değiştiririm. Ama bu koleksiyon ilk çizdiğim haliyle vücut buldu. Tekrar tekrar gözden geçirdiğimde değiştirecek veya geliştirecek hiçbir şey bulamadım. Bu tam olarak benim merhabamdı ve en saf haliyle sonuçlandırdım. Şimdiyse onları rafa asarak canlanmalarına, yaşam bulmalarına müsade ederek onlara, bir nevi veda etmiş oldum. Şimdi yarattığım hikâyeyi dışardan izliyorum. Bu benim için bir ilk, bu yüzden her biri eksildiğinde bir yerim eksiliyormuş gibi hissediyorum ama bilenlere sordum, geçecek dediler Ece AKHRAVI MATIN
|