Manga Grubu Biyografi

Tarih : 27/ 01/ 2012


2001 sonlarına doğru Ankara’da kurulan maNga grubunun hikayesi Yağmur Sarıgül “Yamyam”(Gitar)’ün barlarda “cover” parçaları yorumlayıp eğlendikleri gruptan ihraç edilmesiyle başladı. Yamyam yeni grubunda rock müzikle elektroniği, sert gitar riff’leriyle rap vokalleri birleştirmek istiyordu. Özgür Can Öney (Davul), Efe Yılmaz (Turntable), Ferman Akgül (Vokal) ve Cem Bahtiyar (Bas Gitar)’ın gruba dahil olmasıyla kadro tamamlanmış oldu ve maNga şu andaki yapısına kavuştu. Tarz olarak ise yeni yeni gönüllerini kaptırdıkları “nu metal” ve “hardcore” akımını benimsemişlerdi. Böylelikle beş ayrı karakteri, beş ayrı müzik zevkini ve beş ayrı duruşu sergileyen grup, japon çizgi romanı geleneğinin ünlü ekolü olan ve tüm dünyanın aşina olduğu maNga ismiyle uzun yıllar sürecek başarılı bir uluslararası kariyer için yola çıkmış oldu.
Albüm maceraları ise Eylül 2001’de Ferman’ın “Sing Your Song” yarışmasına katılma fikriyle başladı. İlk besteleri olan, “Kal Yanımda” parçasıyla “Sing your Song” yarışmasından ikincilik ödülü aldılar ve yarışmada kazandıkları başarıyla yeni besteler üretmeye başladılar. Bu dönem içinde “Bitti Rüya”, “Libido” ve “Yalan” gibi çok sevilen parçalarını yaptılar. Bir süre sonra yarışma döneminden tanıdıkları prodüktör Haluk Kurosman’dan gelen bir telefon ile artık emeklerinin karşılığını alacaklarına inanmaya başladılar. Beste çalışmalarına ve konserlere ağırlık veren grup Türkiye’nin dört bir yanına gidip elliyi aşkın konserle müziklerini geniş kitlelerle paylaşmaya başladı.
İlk albümleri 14 Aralık 2004’te “maNga” adıyla Sony Music ve GRGDN ortaklığında piyasaya sürüldü. Dinleyicilerden gelen destekle 180.000’ i aşan albüm satışıyla Altın Plak ödülünün sahibi oldular. “maNga” albümü Japonya’da satışa sunuldu ve yüksek bir satış rakamına ulaştı. Ayrıca “Bir Kadın Çizeceksin” şarkısı tüm dünyada EA Sports’un FIFA 2006 oyununda kullanıldı.
İlk albüm 2006 yılında, “maNga+” adıyla çok özel ikinci bir baskısıyla yeniden yayımladı. Albümün yeni baskısı, Cem Karaca klasiği ‘Raptiye Rap Rap’ şarkısı ve ‘Kandırma Kendini’ şarkısı ile video kliplerinin olduğu hediye bir DVD ile birlikte yayımlandı.
Albümden sonraki dönemde yurtiçi ve yurt dışında bir çok konser ve festivalde sahne aldılar. Türkiye’nin değişik illerinde verdikleri 250’nin üzerinde konserle inanılmaz deneyimler kazanan grup sevenleriyle birlikte olmaktan çok büyük keyif aldı.

İlk albümlerinin üzerinden geçen 4 yılı aşkın süre zarfında turneler sebebiyle değişik coğrafyalara açılan maNga farklı kültürlerden insanlarla tanışarak kendisiyle daha barışık, daha samimi, daha sıcak ve biraz daha hüzünlü yeni bir dönemin içine girdi. Dünyaya bakış açıları olgunlaşan ve müzikal olarak dinledikleri de çeşitlenen grubun daha güçlü bir sounda sahip olan 2. albümleri “Şehr-i Hüzün”ün ön kayıt dönemi yaklaşık 23 ay sürdü. Bu dönemin bu kadar uzun sürmesinin sebebi; büyük bir başarı yakaladıkları ilk albümün gruba getirdiği mutluluğun yanında herkesin üzerine gözardı edilmeyecek bir sorumluluk yüklemesi ve heyecanla bekleyen dinleyicilerine ilk albümü aratmayacak kadar nitelikli ve dolu dolu bir albüm sunabilme isteğiydi. Büyük bir özveri ile hazırlanan, maNga’nın farklılığını ve müziğinde hiçbir sınır olmadığını gösteren “Şehr-i Hüzün” albümü, 15 Nisan 2009 tarihinde GRGDN ve Sony Music etiketiyle raflardaki yerini aldı.
Batı ve doğu tınılarının daha çok içiçe geçtiği; ney, piyano, tambur ve bağlama gibi enstrümanların daha çok kullanıldığı “Şehr-i Hüzün” albümü 16 şarkıdan oluşuyor ve 60 dakikayı aşkın müzik içeriyor. Kategorize edilmesi mümkün olmayan albüm, içinde rock, rap, elektronik müziğin yanında tasavvuf, türk halk ve sanat müziği etkilerini de barındıran yepyeni bir maNga tınısı sunuyor. Albümde Anadolu coğrafyası ve öz kültürümüzün etkileri “Üryan Geldim” şarkısının nakaratında Karacaoğlan’ nın dizelerinden, “Hepsi Bir Nefes” şarkısının nakaratında ise Ömer Hayyam’ ın dizelerinden alıntılarla öne çıkıyor.
Albümün yanında, dinleyicilerin isteğe bağlı olarak sahip olabilecekleri, grubun solisti Ferman Akgül’ ün prodüktörlüğünü ve yönetmenliğini yaptığı 150 dakikalık bir “maNga Belgesel DVD”si de bulunuyor. Sevenlerinin maNga’yı daha yakından tanımaları için yapılan bu DVD, grubun kuruluş yıllarından bugüne kadarki hikayesini hiç gün yüzüne çıkmamış görüntüler ve detaylı anlatımlarla yansıtan kapsamlı bir belgesel niteliği taşıyor.
Ayrıca albümde maNga’ nın albüm kayıtlarını yaptıkları süreç içinde sevenlerinden topladıkları ses kayıtlarıyla hazırladıkları ve sevenlerine adadıkları bir şarkı da yer alıyor.
Albümün ilk video klibi “Dünyanın Sonuna Doğmuşum” ve ardından ikinci klip “Beni Benimle Bırak” ile tüm müzik listelerinde zirveye yerleşen ve tüm kalpleri bir kez daha fetheden maNga, MTV Avrupa Müzik Ödüllerinde “Avrupa’nın En İyi Sanatçısı” dalında Türkiye’yi temsil etmeye hak kazandı. 5 Kasım 2009 tarihinde Berlin O2 World Arena’da düzenlenen 2009 MTV Avrupa Müzik Ödülleri’nde kendi ülkelerinde birinci olan diğer 21 ismi geride bırakarak “Avrupa’nın En İyi Sanatçısı” seçildi.
Ödülün hemen ardından albümün çıkışından önce Budapeşte’de çekimlerini tamamladıkları “Cevapsız Sorular” video klibini yayınlayan maNga, Avrupa zaferini Avrupa’da çekilen bir video kliple taçlandırmış oldu.
2009 yılına ilişkin pek çok değerlendirmede ve ödül töreninde En İyi Albüm, En İyi Grup, En İyi Şarkı, En İyi Video Klip ve En İyi Sahne Performansı dallarında sayısız ödül almaya devam eden maNga, TRT tarafından Norveç’in başkenti Oslo’da gerçekleşecek 55. Eurovision Şarkı Yarışması’nda Türkiye’yi temsil etmek üzere seçildi.
Sözleri Evren Özdemir, maNga ve Fiona Movery Akıncı’ya, müziği maNga’ya ait olan “We Could be The Same” adlı şarkı ile yarışmaya katılan maNga, 27 Mayıs 2010 tarihinde gerçekleşen yarı finalde 17 ülke arasından finale yükselen 10 ülke arasında yerini aldı. 29 Mayıs 2010 tarihinde gerçekleşen 55.Eurovision Şarkı Yarışması finalinde 25 ülke ile yarışan maNga, koreografisini Kanadalı sanatçı Genevieve Cleary’ nin yaptığı, İngiliz dansçı Natalie Marrable’ nin maNga’ya eşlik ettiği sahne şovu ile başarılı bir performans sergileyerek yarışmayı 2. olarak tamamladı. Türkiye’ye ilk kez ikinciliği kazandıran maNga, Türkiye’nin ikinci en büyük başarısını elde etmiş oldu.
“We Could Be The Same”in single CD’si yarışmadan kısa bir süre önce müzik mağazalarında satışa sunuldu. CD’nin içinde şarkının İstanbul, Belçika ve İsveç’te yapılan 3 değişik versiyonunun yanısıra, Gooseflesh tarafından yapılan iki de remixi yer alıyor. Ulaş Pakkan ve Volkan Akaalp’ ten oluşan Gooseflesh, yurtdışında Fischerspooner, Eva Simons, Medina gibi sanatçılara yaptıkları remix’lerle tanınıyor. Kapak tasarımı Los Angeles’ta film ve TV pazarlama alanında faaliyet gösteren Iconisus’ta sanat yönetmeni olarak çalışan tasarımcı Erdem Yücel tarafından yapılan “We Could Be The Same” single CD sinin içinde; şarkının Gürcan Keltek tarafından çekilen video klibi de mpeg formatında yer alıyor.

Yorumla

Bu konu hakkındaki yorumunuzu buraya yazabilirsiniz.